OTU
HAN KAPISINA VURULDUM
Zincire vuruldum,
Misafiri olmayan bir han kapısına,
Zincire vuruldum.
Zincire vurulan kilit misali,
Kirli, paslı bir haldeyim,
Yıllardır el değmemiş,
Anantarı kaybolmuş,
Bir hanın kapısına vuruldum.
Tan vaktine dayanırken,
Çakallar uluyordu, aç kurtlar
Karanlığı yırtıyor, bir bir çoğalıyor,
Yağma sevdaları haykırıyor.
Kerpiçten bir ömür bu,
Dokunsan toz duman,
Darbeler indikçe üstüme, başıma,
Paramparça oluyordu,
Toprak doğasına dönüyor,
Bir poyraz savurdu beni çöllere,
Bedeviler geçti üstümden,
Develerin çukur belinde.
Gövdemden düşerken dallarım,
Bir Baltanın ağzında yarıldım,
Oysa ki ben, isterdim,
İsterdim sıcak bir yaz günü,
Çiselemişken cılız yaz yağmuru,
Ardından çıkan yedili rengareng,
Altında ben, umutlarımın sonunda,
Terkederken güneş semayı,
Huzurla uyumak isterdim,
Huzurla yoldaş olmak isterdim.
Osman Tolgay Ulusoy / 07.09.2016